Pazar, Nisan 28, 2024

Mısır Mitolojisi Nedir? | Mısır Mitolojisi Tanrıları

-

Temelleri 3 bin yıldan uzun bir süreye dayanan Mısır mitolojisi temelde çok tanrılı (politeist) bir inanç sistemini temsil eder. Antik Mısır tarihin en gizemli konularından biridir, her ne kadar sanatıyla, mimarisiyle öne çıkmış olsa da kültürünün her alanına etki etmiş olan işte bu din sistemidir. Antik Mısır halkının; toplumsal, siyasal ve dinsel yaşamlarına kesin kurallar egemendir. En bilinen Mısır mitolojisi hikayeleri genellikle Heliopolis ve Memfis coğrafyalarından doğmuştur.

Mısır uygarlığında yaşayan insanlar her şehrin bir tanrıya ait olduğuna inanırlardı ve şehirlerin kuvvetleri kendi tanrılarının kuvvetlerinin göstergesi olarak kabul edilirdi. Tanrılar Mısır halkının sadece dini figürleri değildi, toplumun; sosyal, siyasal, ekonomik her alanına nüfuz etmişlerdi. Antik Mısır’da astronomik olayların çoğu tanrılarla ilişkilendirilmiştir. Örneğin, Güneşin her sabah doğmasının ve sonra batmasının sebebi Mısır mitolojisi baş tanrısı ve güneş tanrısı olarak kabul edilen Ra’nın (bazı kaynaklar da Atum ya da Re-Atum baş tanrı olarak kabul edilir) dev yılan Apophis ile hergün yeniden savaşmasıdır.  Mısır halkı Tanrıların görünüşlerini doğadan aldıklarına inanırlar, bu inanç Antik Mısır’dan günümüze kalan birçok eserde açıkça görünmektedir.  Mısır Mitolojisi tanrıları vücudunun yarısı hayvan yarısı insan (özellikle hayvan kafası ve insan vücudu birleşimi) olarak tasvir edilmişlerdir. Mısırlılar, Tanrılar için tapınaklar yapmışlar ve onları beslemek için bu tapınaklara yiyecekler bırakmışlardır. Sanatsal ve metinsel kanıtlardan yola çıkarak, Antik Mısır’da 1500’den fazla tanrı olduğu düşünülüyor.

Antik Mısır’ın en önemli figürlerinden biri de Firavundur, bazı kaynaklar onu Tanrı olarak kabul ederken bazı kaynaklarda tanrı olmadığı sadece gücünü tanrıdan aldığı ya da tanrının oğlu olduğu söylenir. Mısır firavunları hükümdarlıklarını genellikle zorbalıkla ve acımasızca sürdürmüşlerdir. Bazı Mısır mitlerinde ilk Firavunun yüzyıllar boyunca hüküm sürmüş olan Ra (farklı kaynaklarda ilk tanrı ya da güneş tanrısı olarak geçer) olduğu söylenir.

Mısır mitolojisi aslında bir din sistemini ifade eder ve bu din sistemin en önemli özelliklerinden birisi ahiret yani ölümden sonra yaşam inancıdır. Onlara göre ölüm ve doğum sürekli devam eden bir döngüdür ve ölüm yeni bir başlangıç anlamını taşır. Ölen insanların ceset bütünlüklerini korumak için mumyalamak ve mezarlara eşya-yiyecek koymak bu inancın sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Ölen insanlara yeni başlayan hayatlarında yol göstermesi için yazılmış olan Ölüler Kitabı da mezarlıklara koyulmuştur. Antik Mısır’a ait bilgilerin günümüze kadar gelmelerinin en büyük sebebi Mısırlıların ölümsüzlüğe olan inancıdır. Çünkü çok tanrıya ve öteki dünyaya olan inançları onları çanak çömleklere, tapınaklara, piramitlere hiyeroglif adı verilen resimli yazılarla bu inancı işlemelerine ve bu yapıları korumalarına sebep olmuştur.

Mısır Mitolojisi Yaratılış

Yaratılış mitinin günümüze ulaşan birçok farklı versiyonu vardır. Mısırlılar evrenin başlangıcında hiçbir kara parçası olmadığına ve evrenin kaosun karanlık sularıyla (başka bir versiyonun da ise Nun adı verilen büyük bir su kaynağıyla) dolu olduğuna inanıyorlardı. Bazı mitler ilk tanrı olarak Re-Atum’u, bazıları Ra’yı bazıları ise Atum’u kabul ederler. Bir başka kaynağa göre de ilk tanrı Atum, geçiş tanrısı Ra-Atum ya da Re-Atum ve sonra da Ra olmuştur. Yaratılış miti versiyonlarının birinde, Nil’in suları taşar ve sudan yükselerek Re-Atum ortaya çıkar. Re-Atum da Şu’yu(hava) ve Tefnut’u(nem) ortaya çıkarır (bazı kaynaklarda Re-Atum’un Şu ve Tefnut’u tükürerek yarattığı söylenir). Şu ve Tefnut’un iki çocuğu olur ve bunun sonucunda dünya yaratılır. Bu iki çocuktan biri gökyüzünü (Nut) biri ise yeryüzünü(Geb) temsil eder. Şu ve Tefnut karanlıkta gezerken kaybolurlar bunu farkeden Re-Atum gözünü onları araması için gönderir ve onlara bulduğunda sevinçten ağlamaya başlar işte bu göz yaşları insana dönüşür ve insan yaratılır.

Yaratılış mitinin bir başka versiyonu olan Heliopolis mitine göre, ilk önce Atum kendi kendisini yaratır ve sonrasında erkek ve dişi yönleri olan Shu ve Tefnut İkizlerini oluşturur. Bu ikizlerin beraberliklerinden, dünya tanrısı (yeryüzü tanrısı olarakta geçer) olan Geb ve gök tanrıçası olan Nut doğar. Son olarak Atum, Güneş tanrısı olan Ra’yı (Re) yaratır ve ilk gün başlar.

Bir başka mit versiyonunda evrenin başlangıcında sadece Nun adı verilen su kaynağı olduğunu belirtilir ve Nun gücüyle karanlıkta parlayan bir yumurta yaratır; bu yumurtaya da Ra adını verir. Ra okadar güçlüdür ki istediği şekle girebilir. Ra,”Ben şafakta Khepera’yım, ve Ra’yim öğle vakti, akşam Atum’um.” der ve güneş ilk kez yükselir ve batar. Daha sonra Ra, Shu ismine bürünür ve ilk kez rüzgâr eser, Tefnu ismine bürünür ve ilk nehir oluşur. Geb olur ve yeryüzünü ortaya çıkarır. Tanrıça Nut olur ve gök kubbeyi(gökyüzünü) oluşturur. Dünya üzerindeki her şeyin adını alan ve onları oluşturan Ra en son insanlığın adını alır ve insanı oluşturur. İnsanlar oluştuktan sonra erkek kılığına bürünen Ra, ilk Firavun olarak yıllarca Mısır’ı yönetir.

Mısır Mitolojisi Tanrıları ve Hikayeleri

Antik Mısır’dan günümüze kadar ulaşan tarihi kalıntılardan yola çıkarak ulaşılan Mısır tanrıları sayısı yaklaşık olarak 1500’dür. Tanrıların isimleri farklı iken bütün özelliklerinin aynı olması; bir tanrının biden fazla ismimi vardı ya da tarihsel süreç içinde tanrıların isimleri mi değişti sorunsalını ortaya çıkarmaktadır. Mısır mitolojisi tanrıçaları ve tanrıları kaynaklarda cinsiyet bakımından da çelişki göstermektedir, örneklemek gerekirse kimi Ra’yı tanrıça(kadın) kabul ederken kimi tanrı(erkek) kabul eder. Mısır mitolojisi içinde birçok çekişmeyi ve entrikayı barındırır, tanrıların birbirlerine kurdukları tuzaklar hikayeleşerek günümüze kadar gelmiştir. Peki mısır mitolojisi tanrıları ve tanrıçaları kimlerdir, görevleri ya da özellikleri nelerdir?

Amon

Bazı kaynaklarda Atum olarakta geçen Mısır tanrısı Amun-Ra (Amon-Ra olarakta geçer) veya Amon, bir hava tanrısıydı ve çoğunlukla iki dikey tüye sahip taç takan erkek olarak resmedilmiştir. Koç ve kaz Amon’u temsil eden hayvan sembolleridir. Amon-Ra birçok kaynakta tanrıların ve tanrıçaların kralı yani baş tanrı olarak kabul edilmiştir ve bu yüzden, Yunan mitolojisinde baş tanrı olan Zeus ile bağdaştırılır. Baş tanrı Amon ve güneş tanrısı Ra birleşerek Amun-Ra adını almışlardır (bazı kaynaklarda Amon-Ra; Amon’dan Ra’ya geçişteki ara dönem tanrısıdır). Diğer tanrıların aksine Amon sadece Mısır sınırları içinde kabul gören bir tanrı değildir, Mısır dışındaki birçok bölgede Amon’a tapılmıştır.

Ra

Ra bazı kaynaklar da ilk tanrı bazılarında Güneş tanrısı bazılarında ise her ikisi olarak yer alır ancak her versiyon da güneş ile bağlantılıdır. Ra’yı temsil eden tapınağın adı Heliopolis’tir. Bir atmacanın kafasına sahip bir insan bedeni şeklinde betimlenir. Ra’nın gücünün kaynağını kendisinden başka kimsenin bilmediği bir isimden alıyordu, eğer bu ismi bir başkası öğrenirse Ra dünya üzerinde ki hakimiyetini kaybedecekti.  Birinci mit; Ra’yı güneş tanrısı olarak kabul eder. Ra her doğan güneş ile yeniden doğar gökyüzünü bir uçtan diğer uca kayığıyla (kayıktan kasıt güneştir) gider ve güneşin batmasıyla ölür.

İkinci mitte ise; Ra ilk tanrıdır ve zamanın öncesinden beri vardır. Dünya’yı ve dünyadaki her şeyi o isimlere bürünerek yaratmıştır ve sonunda insan ismine bürünerek insanı yaratmış, kendi de bir erkek şekline bürünmüş ve İlk firavun olmuştur. Bir başka hikayesi ise şöyledir; Ra kayığıyla(güneş) gün sürerken gökyüzünde, gün bitince ise yeraltı dünyasında gezinir, kaosun karanlık güçlerinin saldırılarını engeller.

Bir başka Ra anlatımında ise Ra şöyle tanımlanır; kaos ve karanlığın yerine evreni, yaşamı ve düzeni oluşturan ilk göksel tanrı. Ra, hem yaşayanların toprakları olan yeryüzünü hem de ölülerin toprakları olan yeraltını yöneten tanrıydı. Güneşin doğuş ve batışına dikkat çekmek için sabah çocuk, öğlen yetişkin ve akşamda yaşlı bir adam gibi görünüyordu. Ra çoğu betimlemesinde güneş diskinden oluşan bir taç takar. Diğer tanrıları ve insanları canavar yılan “Apophis” ten korumaya gücü yeten tek tanrıydı olması onu en güçlü tanrı yapıyordu. Bir kaynakta tanrı Amun’un(Amon) iktidar olacak kadar güçlendiğinde bile Ra’nın gücüne erişemediği, bu yüzden Ra ile birleşerek Amun-Ra olduğu belirtilir.

Ptah

Memphis şehrinin tanrısı olarak bilinen Ptah, kaynaklarda Ptah-Nun ve Ptah-Naunet olarak da adlandırılır. Mısır mitolojisinin en eski tanrılardan olan Ptah, kafatasından bir kep takan ve elinde bir asa tutan mumyalanmış bir adam şeklinde resmedilir. Gerçeğin kralı ve bütün sanatçıların koruyucusu görevini üstlenmiştir (bazı kaynaklar da ilk tanrı olarakta geçer).

Sekhmet

Yıkım ve savaşın sembolü olan bu tanrıça bir aslan kafasına sahipti. Yüzyıllarca süren hükmü sonucunda Ra’nın insan bedeni yaşlanmaya başlamıştı ve halk artık onu ciddiye almıyor hatta dalga geçiyordu. Ra’nın insanlara kızgınlığı yüzünden gözünde ortaya çıkan korkunç bakış Mısır tanrıçaları arasında ki en sert ve kızgın tanrıça olan Sekhmet’i doğurdu.

Sekhment, Ra ile dalga geçen, kurallarına karşı gelen insanları buldu ve öldürdü. Bu katliamdan sonra Nil’in suyu günlerce kırmızı aktı ve Sekhmet’in kanlı ayakları değdiği bütün Mısır topraklarını öldürdü. Yer yüzüne bakan Ra insanlığa acıdı ve Sekhment’i durdurmak için ona bir oyun hazırladı Sekhmet’in gün doğumunda insanları öldürmek için gittiği Nil kıyılarına yedi bin kırmızı bira döküldü, insanları öldürmek için gelen Sekhmet biraları insan kanı zannederek içti, biralar yüzünden sarhoş oldu ve kimseyi öldüremedi. Daha sonra Ra, Sekhment’i barışa davet etti ve adını Hathor olarak değiştirdi. O günden sonra Sekhment yeni adıyla Hathor insanları aşkın ve sevginin gücünü kullanarak aldattı.  İnsanlar Sekhment’in gazabından kurtuldu ve Ra’nın sorunsuz hükmü devam etti.  Hathor’un yeni güçleri arasında mumyalama işlemleri, hastalıkları iyileştirme gücü (bu nedenle sargıların tanrıçası olarakta adlandırılır) gibi mistik güçler vardır.

Osiris

Mısır mitolojisinin en önemli baş tanrılarından biri Osiris’tir. Re-Atum’un oğlu, Horus’un babası, Isis’in ise hem eşi hem de kardeşidir. Osiris ölüp yeraltı dünyasının tanrısı olmadan önce dünyanın kurallarını belirliyordu ve Mısır’ın kralıydı. Birçok kaynakta tanrıların en büyüğü ya da en önemlisi olarak kabul edilen Osiris, bilgeliği ve cömertliğiyle sevilen bir kraldı. İnsanlara medeniyeti getirmiş, tarım öğretmiş ve herkesin refah içinde yaşamasını sağlamıştı.

Osiris kendi halkının sahip olduğu bu bilgileri tüm insanlara öğretmesi gerektiğini düşünmüş ve yola çıkmıştır. Osiris sevilen ve kurallarına uyulan bir tanrıdır ve kardeşi Seth onun başarısını hep kıskanmıştır. Kardeşinin gitmesiyle oluşan boşluğu fırsat bilen Seth kralın yokluğunda yönetimi geçici olarak devralmıştır. Osiris’in dönüşüyle Seth’in hükmü bitmiş ve tahtı ele geçirmek için düşünmeye başlamıştır. Seth, kardeşi Osiris’i öldürmeye karar verir, kardeşinin beden ölçülerinde bir lahit(tabut) hazırlatır ve herkesin katılacağı büyük bir şölen düzenler. Şölen başlamadan lahiti herkese bir hediyeymiş gibi tanıtır ve ekler; bu lahit kime tam olursa ona hediye edilecek. Bunun üzerinde herkes sırasıyla tabutun içine girip dener sıra Osiris’e geldiğinde tabut ona tam olur ve Seth tabutun kapağını kapatarak abisini Nil’e atar. Kocasını aramaya başlayan Tanrıça Isis kocasını bulur ve Mısır’a geri getirir. Bunu öğrenen Seth, Osiris’in vücudunu parçalara ayırır ve Mısır’ın birçok bölgesine dağıtır. Isis bütün parçaları bulur ve büyü gücüyle birleştirir ancak bir parçası eksiktir eksik olan parçayı büyüyle tamamlar ve Osiris’i canlandırır. Daha sonra da çocukları Horus dünyaya gelir. Tanrılar arasında ki bu savaştan sonra Anubis Osiris’i mumyalar ve Osiris yeraltı dünyasının kralı olur. Oğlu Horus hayatın kralı, kardeşi Seth ise kötülüğün kralı olarak görülmeye başlar.

Isis

Nut ve Geb’in kızı olan Isis Mısır’ın en büyük tanrıçalarından biri olarak kabul edilir ve Ra’nın torunu olduğu bazı kaynaklar da geçer. Şifacı bir büyücü ve sanat tanrıçası (şiir tanrıçası olarakta geçer) olmasının yanında korumacı bir anne (Horus’un annesi) ve sadık bir eştir (Osiris’in karısı ve kardeşi). Bu nedenle bereketi, anaçlığı ve tedaviyi simgeler. Sirius yıldızı Tanrıça Isis’in sembolüdür. Genel bir inanışa göre Isis reankarnasyonla Kraliçe Cleopatra olarak yeniden doğmuştur. Resimlerde birçok farklı Isis betimlemesi bulunmaktadır ancak hiç değişmeyen tek şey altında ki yılan figürüdür.

Mısır efsanesine göre, Ra’nın gücünün kaynağı bir isimdi ve bu ismi Ra’dan başka kimse bilmiyordu eğer bu isim başkası tarafından öğrenilirse Ra’nın yeryüzünde ki hakimliği sona erecekti. Bir milyon ölüden daha bilgili olan Isis, Ra’nın bu ismini hileyle öğrenmeye karar verdi. Ra’nın tükürüğü düştüğü yerdeki toprağı çamura çevirirdi ve birgün Isis bu çamuru yerden alarak ona yılan şekli verdi. Böylece ilk kobra yani Uraeus dünyaya geldi ve Firavun’un hükümdarlığının sembolü oldu. Isis, Ra’nın bu kobra tarafından ısırılmasını sağladı ve onu iyileştirmek için kimseye söylemediği adı bilmesi gerektiğini söyledi. Ra ismi söyledi ancak ismi oğlu Horus’tan başka hiçbir tanrı ve insana söylememesi için ona yemin ettirdi. Isis öğrendiği isimle Ra’yı iyileştirdi ve Ra cennetteki yerine yükseldi. O günden sonra Ra güneşin doğuşu ve batışında kayığıyla gezinmeye ve güneşin doğup batmasını sağlamaya başladı (başka bir kaynakta ise şöyle geçer; kayığıyla gündüzleri gökyüzünde, geceleri ise yeraltında kötülüklerle savaştı).

Seth

Seth birçok çiziminde büyük kulaklı ve kırmızı saçlı bir hayvan olarak resmedilir. Fırtına ve gök gürültüsü tanrısı (bazı kaynaklar da çöl tanrısı olarak geçer ama bu çöllere sürülmesinden de kaynaklanıyor olabilir) olan Seth kral olma isteği yüzünden kardeşi Osiris’i öldürdü ve varisi olan oğlu Horus’u da öldürmeye çalıştı. Babası öldürülen Horus intikamını almak için Seth’i kurak çöllere sürmüştür. Hem çöllere sürülmesi hem de çocuğu olmaması sebebiyle kurak çöller onun adıyla anılmıştır. Çöllere sürgüne gitmesine Ra olumlu bakmamıştır çünkü Horus’un kral olamayacak kadar küçük olduğunu bu yüzden Seth’in kral olması gerektiğini düşünmüştür. Ancak bu nokta da yine Horus’un annesi bilge Isis zekasını kullanarak Seth’in sürülmesini sağlamıştır. Hikâyeye göre Isis çok güzel bir kadın şekline bürünmüş ve Seth’in karşısına çıkmış. Güzel kadının ağladığını farkeden Seth, neden ağladığını sormuş ve Isis kocasının bir canavar tarafından öldürüldüğünü, ailesinin dağıtılmaya çalışıldığını anlatmış. Duydukları karşısında çok sinirlenen ve kadına hak veren Seth farkında olmadan kendi haksızlığını kabul etmiş ve taca sahip olma şansını kaybetmiştir.

Aslında tahta kimin geçeceği belli olana kadar Mısır da iki firavun hüküm sürmüştür, aşağı Mısır’da Seth, yukarı Mısır’da ise Horus kraldır. Seth taç hakkını kaybettikten sonra eski bir kral olarak değil Firavun’un (ozaman ki kral Horus) şeytani düşmanı olarak görülmüştür. Ancak Seth her zaman kötü bir tanrı değildi, yeraltına yaptığı yolculuktan sonra karanlık güçlerin etkisi altına girmiştir.

Horus

Horus’un firavun soyunun başlangıcı kabul edilir ve ondan sonra kral olan Firavunların onun yeniden vücut bulmuş hali olduğuna inanılır. Isis ve Osiris’in oğludur, gök tanrısı olarak kabul edilir. Antik Mısır’dan kalan Firavun resimlerinde Isis’in kucağında duran Horus’tur (Horus’un soyundan geldiklerine inandıkları için böyle tasvirler yapılmıştır). Mısır mitolojisinin en önemli tanrılarından biridir. Horus, babası Osiris’in amcası Seth tarafından öldürülmesinden dolayı Seth’i baş düşmanı olarak görmektedir. Osiris’in yer altı kralı olmasından sonra Horus ve Seth aynı anda tahta çıkmışlardır ve biri aşağı biri ise yukarı Mısır’ın kralı olmuştur. Horus’un annesi Isis’in Seth’i kandırarak suçlu olduğunu kabul etmesi sonucu Seth taç hakkını kaybetmiş ve Horus tüm mısırın kralı olmuştur. O zamandan sonra Horus yaşamın kralı olarak kabul edilmiştir.

   Horus, bir şahinin başına ve bir insanın vücuduna sahip bir tanrıdır. Kafasının şahin şeklinde olmasından dolayı keskin bakışlarının her şeyi görebildiğine inanılmıştır, özellikle “Ay gözü” adı verilen sol gözü kutsal kabul edilir. Bu gözün sürekli dünyanın üstünde olan ve dünyayı izleyen ay ve güneşi temsil ettiği düşünülmüştür. Hatta güneşin doğuşunu ve batışını Horus’un gözlerini açıp kapamasıyla ilişkilendirmişlerdir. Güneşle ilgili bu inanıştan dolayı güneş tanrısı Ra’nın gözü olarakta anılmıştır. Gözlerimizin göremediği şeyleri bile gördüğüne inanılan Horus’un gözü kutsal ve şifalı kabul edilmiş; birçok kap, çanak ve araç gerecin üstüne sembolik olarak çizilmiştir.

Maat

Gerçeğin, adaletin ve hukukun tanrıçası olan Maat kafasında bir devekuşu tüyüyle gezer. Ahiret hayatına geçişte kimin cennete kimin cehenneme gideceğine onun karar verdiği söylenir. Ölen kişinin kalbini bir tüy ile tartar eğer kalbi tüyden hafif ise ödüllendirilir ve Osiris’in diyarı olan cennete gider, ama kalbi tüyden ağır ise cezalandırılır ve yok olana kadar bir canavar tarafından yenilir (Bazı kaynaklar bu sorgu işini Maat’ın değil Isis ya da Thoth’un yaptığını söyler).

Anubis

Ölülerin tanrısı ve ilk tanrılarından biri olarak kabul edilen Anubis, çakal başlı bir insan vücudu şeklinde resmedilir. Osiris yükselişiyle birlikte (öldükten sonra yeraltı yani ölüler diyarı kralı olması) Anubis mumyalama işleminden sorumlu tanrı (bazı kaynaklarda Osiris’i o mumyaladığı için mumyalama tanrısı olduğu söylenir) oldu. Kaynaklarda Anubis’in akrabalık ilişkileri ile ilgili belirsizlik vardır, bazı efsanelere göre Nephthys ve Seth’in bazı efsaneler göre ise Osiris ve Isis’in oğludur. Osiris’in ölümünden önce yeraltı kralı olan ve ölüler üzerinde hüküm siren Anubis, mumyalama tanrısı olduktan sonra ölen kişilerin yargılanma aşamalarında onlara yardımcı olma, ölüleri koruma, mezarları koruma (bu nedenle mezarlık girişlerine Anubis heykelleri yapılmıştır) ve ölü kentlerine hükmetme görevlerini üstlenmiştir. Bazı kaynaklar ölenleri tekrar hayata döndürebildiğini söylemektedir. Yüzünde bir çakal ısırığı olan Anubis’in tüm mezarlarda izi görülür.

Bastet

Kedileri koruyan tanrıça olarak bilinir bir diğer adı ise Bast’tır. Bastet,bazı kaynaklar da Isis ve Ra’nın kızı olarak kabul görmektedir. Antik Mısır’da kediler çok büyük öneme sahipti, o kadar önemlilerdi ki kedileri öldürmek kanunlarla yasaklanmıştı ve cezası idamdı.  Başlangıçta cinsellik ve doğurganlık tanrıçası olarak anılırken, güneş, ay, annelik ve aşk tanrıçası oldu. Sadece ölüleri korumakla kalmadı, aynı zamanda ölen kişinin cennete mi cehenneme mi gideceğini de karar verdi, yağmur getirdi ve hastaların, özellikle çocukların iyileşmesine yardımcı oldu.

Thoth

Tarot kelimesinin bilgeliğin tanrısı olan Thoth’tan türediği düşünülür. Kendi kendini yaratan bir tanrı olarak geçen Thoth bir baş tanrı ve aynı zamanda ayın tanrısı olarakta kabul edilir. İbiş kuşu başına (bazı kaynaklarda kutsal aylak kafasına sahip olduğu söylenir) sahip olarak çizilen Thoth parşömenlerine herşeyi kaydetmiştir. Bazı kaynaklar Osiris’in bedenini büyüyle birleştirenin ve eksik parça olan gözünün bir kısmını tamamlayanın tanrıça Isis değil Thoth olduğunu söyler. Resim yazısının (hiyeroglif) ve simya bilminin onun tarafından bulunduğu düşünülür. Bu nedenle Antik Mısır da insanlar onu sihrin yazarı ve en bilge tanrı olarak nitelendirmişlerdir. Yunan mitolojisinde Hermes’e karşılık gelmektedir. Maat, bazı kaynaklarda eşi kabul edilirken bazılarında yapılan hesaplamaları birlikte yaptıkları ve evreni korudukları söylenir. Thoth’un kumar da kazanarak 360 gün olan yıla 5 gün daha eklemiştir.

Hiyeroglif yazıyı icat ettiği için tanrılan yazarı ya da danışmanı olarak görülmektedir. Thoth’un hiçbir tanrının sahip olmadığı sihir ve gizemlere sahiptir, bu yüzden bilgelik tanrısı adını almıştır. Ölen kişilerin kalplerini tartarak nereye ait olduklarını belirler ve kararını yeraltı tanrısı Osiris’e bildirir (Bazı kaynaklar da kalpleri tartan Isis bazılarında ise Maat’tır.).

Osiris mitinnde ise Thoth Isis’i hamileliği boyunca koruyan ve şeytan kardeş Seth tarafından yaralanan oğlu Horus’un gözünü (bazı kaynaklarda Osis’in gözünü iyileştirdiği aktarılır) iyileştiren tanrı olarak geçer. Thoth’un sihir gücüyle iyileştirdiği bu göz ‘ay gözü’ olarak isimlendirildi ve dünya olup biten herşeyi görebildiğine inanıldı. Thoth, Seth tarafından parçalanıp Mısır’a dağıtılan Osiris’i de büyü gücüyle birleştirmiştir (bazı kaynaklar onu birleştirenin Isis olduğunu söyler).

Ammit

Antik Mısır’ın dişi şeytanı olarak anılan bu tanrı “Ölülerin Yutucusu”, “Ölülerin Avcısı”, “Kalp Yiyen” isimleri ile de anılır. Ammit’in aslan, su aygırı ve timsaha (Antik Mısır’da hayvan yiyici olarak bilinen en büyük 3 hayvan) benzeyen farklı tasvirleri mevcuttur.

Ölen bir insanın kalbi, Maat’ın (bazı kaynaklarda Isis ya da Thoth) tüyünden ağırsa; o insan cezalandırılır ve cehenneme gider, Cezası ise Ammit tarafından varlığı yok oluncaya kadar yenmesidir ve daha sonra ölü, bedensiz bir ruha dönüşür.

Nephthys/Nebethet

Nephthys veya Nebethet olarak isimlendirilen bu tanrıça hastalık ve ölümün tanrıçasıdır (bazı kaynaklara göre hem ölüm hem cinsellik tanrıçasıdır). Ölülerin arkasından söylenen birçok ilahinin ve duanın (ölüler kitabı) yazarı olduğuna dair güçlü bir inanç vardır. Nephthys, Eski Mısır hiyerogliflerinde alışık olunan sepet şekillerinden farklı inşaat sepetini andıran bir taç ile resmedilmiştir. Şifayı temsil eden tanrıça Isis’in ikizi ya da kız kardeşi olduğu söylenir. Seth’in karısı olan Nephthys, kocasının kardeşi Osiris’e duyduğu kıskançlığın aynısını kardeşi Isis’e duymaktadır, hayatı boyunca Isis gibi olmak istemiştir ama olamamıştır. Mitoloji de çektiği çilelerle öne çıkmaktadır.

Bes

Mutluluğun, sihrin, müziğin ve dansın tanrısı olarak görülen Bes, mutlu küçük bir cüce olarak tasvir edilir ve yapılan heykelleri çok küçük boyutlardadır. Bes’in bir diğer özelliği ise kadınlara doğum sırasında yardımcı olması ve evlerdeki cinleri korkutarak kaçmalarına neden olmasıdır. Antik Mısır mitolojisi kapsamında ki tanrılardan çok farklıdır. Bes, daha çok Afrika mitolojisi tanrılarıyla benzerlik göstermektedir.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Related Stories

Kratos Kimdir? Kratos Ne Tanrısı

Yunan mitolojisi içerisinde önemli bir yeri olan Kratos Tanrısı ile ilgili merak edilen her şey içeriğimizde mevcut! Güçlü ve kaba bir tanrı olarak tanımlanan...

Mitoloji Kitapları – Mitoloji İle İlgili Kitap Önerileri

MİTOLOJİYE DAHA YAKINDAN BAKMANIZI SAĞLAYACAK 10 KİTAP Mitleri konu alan, doğuşlarını araştıran, anlamlarını inceleyen ve yorumlayan bir bilim olan mitoloji, gerek felsefi perspektifi gerekse tarihi...

Mitolojik İsimler: Tanrıça İsimleri, Tanrı İsimleri

Bu yazımızda mitolojik isimler ve anlamları nedir?, kadın mitolojik isimleri, erkek mitolojik isimleri, mitolojik isimler sözlüğü, denizle ilgili mitolojik isimler  ve yunan mitolojik isimler...

Yunan Mitolojisi Tanrıçaları: İsimleri, Anlamları ve Özellikleri

Çoğumuz Eski Yunan tanrılarının kahramanlıklarını az çok biliyoruz. Ancak antik Yunan mitolojisi tanrıçaları da popülerlikleri ve sembolik önemleriyle oldukça değerlidir. Tıpkı Olimpos soy ağacında...

İskandinav Mitolojisi: Başlıca Tanrılar, Tanrıçalar ve Efsaneler

İskandinav mitolojisi nedir? İskandinav (Viking) mitolojisi genel anlamda İskandinav topluluklarının Hristiyanlık öncesi dini, inançları ve efsaneleridir. Yaratılış efsanesine göre, uçurumun ortasında (Ginnungagap) karanlık ve...