Misantropi, ona sahip olanlar için hayatı çok zorlaştıran bir bakış açısıdır. Bu makale, misantropiyi nasıl tanımlayacağınızı, bazı özellikleri nasıl keşfedeceğinizi ve bu düşüncenin üstesinden gelmenin yollarını anlatıyor.
Misantropi Nedir?
Şu yaygın senaryoyu düşünün: Patronunuz size bağırdı, müşterileriniz tarafından taciz edildiğiniz ve trafikte veya otobüste küstahça muamele gördüğünüz uzun bir iş gününden yeni geldiniz. Eve vardıktan kısa bir süre sonra arkadaşınız arar ve akşam yemeğine çıkmak isteyip istemediğinizi sorar, buna insan ırkından tiksindiğinizi ve kelimenin tam anlamıyla insanların etrafında olmaktansa başka bir şey yapmayı tercih edeceğinizi söyleyerek yanıt verirsiniz. Cevabınız, gün içinde yaşadığınız birçok kötü etkileşimin sonucudur, ancak her zaman böyle hissettiğinizi hayal etmeye çalışın. Hayat oldukça zor olurdu, değil mi? İşte Misantropi belirtileri tam olarak budur.
Misantropi, insanlar ve toplum için sürekli bir hoşnutsuzluk veya küçümseme duygusu demektir. Bu durumu anlamak için bir misantropi testi yoktur, ancak birisinin misantropik olup olmadığını anlamak çok kolaydır. Biraz önce anlattığımız gibi, insanlar hakkında çok olumlu hissetmediğimiz ve sadece evde kalmayı tercih ettiğimiz, ancak misantropların her zaman böyle hissettiği günler vardır. Genellikle insanlara güvenmezler ve başkalarının yanında olmaktan kaçınmak için kendi yollarından çıkarlar. Kendilerine, diğer şeylerin yanı sıra, insanların tehlikeli olduğunu veya halka çıkmanın bir tür zarara yol açacağını söyleyerek bunu mantıksız bir şekilde haklı çıkarabilirler.
İnsanlığı küçümsemekten başka, misantropinin oldukça belirsiz bir tanımı vardır ve bu da onu tanımlamayı zorlaştırabilir. Dahası, ne olduğu ve neden var olduğu konusunda farklı teoriler var. Örneğin, bu bir akıl hastalığı veya bozukluk değildir, ancak duygusal sıkıntıya neden olabilir veya daha ciddi bir akıl sağlığı sorununun belirtisi olabilir.
Misantropiyi Tanımlama
Misantropi klinik bir terim değildir, yani zihinsel veya fiziksel olarak teşhis edilebilir bir durum değildir ve bu, tanımlanmayı zorlaştırabilir. Sonuçta, herkesin arada bir hayata olumsuz veya kötümser bir bakışı vardır. Hatırlanması gereken en önemli şey, onun insanlığa karşı geniş bir küçümseme ile karakterize edilmesidir.
Örneğin, haberleri izlerseniz, korkunç cinayetler, savaşlar ve uyuşturucu bağımlılığı hikayeleriyle dolu olabileceğini bilirsiniz. Bununla birlikte, bunların medyanın büyük ilgisini çeken münferit olaylar olma eğiliminde olduğunu da biliyorsunuz. Öte yandan bir misantrop, bu şeylere tüm insanların korkunç, bencil ve tehlikeli olduğuna dair ampirik kanıt olarak bakacaktır.
Başkaları hakkındaki bu tür olumsuz görüşler, misantropik insanların başkalarıyla etkileşimden kaçınmasına veya başkalarının onlarla etkileşimden kaçınmasına neden olarak sosyal izolasyona yol açabilir. Bu özellikle sorunlu olabilir çünkü yalnızca olumsuz duygularını besler ve insanların gerçekten korkunç olduğuna dair inançlarını doğrular.
Misantropi olanlar diğerlerinden kaçınmayı tercih edebilirken, bazı insanlarla işlevsel ilişkilere sahip olmalarının yaygın olduğunu belirtmek önemlidir. Örneğin, bir kişi dünyadaki hemen hemen herkesten nefret edebilir, ancak yine de bir ebeveyniyle veya az sayıda arkadaşıyla normal bir ilişkisi olabilir.
İnsanlığı hor görme ve sosyal izolasyon, insanları bir sinizm döngüsüne hapsedebilecek kötü bir kombinasyondur. Bununla birlikte, misantropi insanlarda, bu semptomlar genellikle korkudan kaynaklanır. Gazeteyi okurken dünyanın katiller, teröristler ve tecavüzcülerden başka hiçbir şeyle dolu olmadığını düşünen insanları hayal edin. Tepkileri mantıksız bir tiksintidir, ancak bunların gerçekten korkutucu şeyler olduğunu unutmayın.
İnsanlardan uzak durma arzusu, yanlış antropik bir aşağılama olarak çerçevelenebilir, ancak aynı zamanda kötü şeylerin asla başınıza gelmemesini sağlamanın oldukça sağlam bir yoludur. Bunun ışığında, misantropları insanlara karşı dışa dönük bir küçümseme olarak düşünebilirsiniz, ancak bu küçümsemenin arkasında onların mağdur edileceği veya bir şekilde zarar göreceği korkusu yatar.
